Dictionary
Turkish - English
Turkish-English Translations Between ynl - yutkundu (Letter “Y”)
- yönlü
- yöntemi
- yontma
- yontma
- yontma
- yontmak
- yontulmamış
- yontulmamış
- yonu
- yordamı
- yorgan
- yorgan
- yorgan
- yorgun
- yorgun
- yorgun
- yorgun
- yorgun
- yorgun
- yorgunluk
- yorgunluk
- yorgunluk
- yorgunluk
- yorgunu
- yorker
- yorkshire
- yorucu
- yorucu
- yorucu
- yorucu
- yorucu
- yorucu yürüyüş
- yorulduk
- yorulmaz
- yorulmaz
- yorulmaz
- yorum
- yorum
- yorum
- yorumcu
- yorumcu
- yorumcu
- yorumcusu
- yorumladı
- yorumlama
- yorumlamak
- yorumlamak
- yorumlamak
- yorumlanabilir
- yorumlanamaz
- yorumlanan
- yorumlanmış
- yorumlanmıştır
- yorumlanmıştır
- yorumlar
- yorumsal
- yorumsal
- yorumsuz
- yorumu
- yorumundan
- yörünge
- yörünge
- yörünge
- yörüngeler
- yosma
- yosun
- yosun
- yosun
- yosun hayvancıkları
- yosunları
- yosunlu
- yot
- yote
- youngger
- youngly
- youngness
- youngth
- youngthly
- younker
- youpon
- youthhood
- youthly
- youthsome
- youthy
- youze
- yow
- yowe
- yowley
- yox
- yozlaşma
- yozlaşma
- yozlaşmayacak
- yozlaşmış
- ypight
- ypocras
- ypsiliform
- ypsiloid
- yraft
- yren
- yronne
- ys
- ysame
- yt
- ythrowe
- ytterbic
- yttria
- yttric
- yttriferous
- yttrious
- yu
- yüce
- yüce
- yüce
- yüce
- yüce
- yücelik
- yücelten
- yüceltici
- yüceltilmesi
- yüceltilmiş
- yüceltme
- yüceltme
- yüceltmek
- yüceltmek
- yuckel
- yudum
- yudum
- yudumladı
- yudumlarken
- yuen
- yufts
- yug
- yuga
- yuh
- yük
- yük
- yük arabası
- yük gemisi
- yük taşıyan kemik ve
- yukarı
- yukarı doğru
- yukarı doğru
- yukarıda
- yukarıda adı geçen
- yukarıda belirtilen
- yukarıdaki
- yukarıdan aşağı
- yuke
- yüklediğin
- yükleme
- yükleme
- yükleme
- yükleme
- yüklemek
- yüklemi
- yüklenici
- yüklenmek
- yükler platformlar üstgeçitler
- yükleri
- yükleyici
- yüklü
- yüklü
- yüklü
- yüksek
- yüksek
- yüksek ateş
- yüksek beklentileri karşılayan
- yüksek faizli
- yüksek fiyat
- yüksek lisans
- yüksek sesle
- yüksek sesle
- yüksek sesle
- yüksek sesle bildirmek
- yükseklik
- yükseklik
- yükseklik
- yükseklik
- yüksekokul
- yükseldi
- yükseldi
- yükselen
- yükselen
- yükselen
- yükselen
- yükselen
- yükseliş
- yükselişi
- yükselişler
- yükseliyor
- yükselme
- yükselmekte
- yükselmiş
- yükselt
- yükseltecek
- yükselten
- yükseltici
- yükseltide
- yükseltilmiş
- yükseltme
- yükseltmek
- yükseltmek
- yükseltmek
- yüksük
- yüksük
- yüksük otu
- yükü
- yükümlü
- yükümlü
- yükümlülüğü
- yükümlülük
- yükümlülükler
- yükünün
- yulaf
- yulaf
- yulaf çorbası
- yulaf ezmesi
- yulaf lapası
- yulaflı
- yulan
- yular
- yule
- yumas
- yumru
- yumru
- yumru
- yumru
- yumruk
- yumruk
- yumruk
- yumruk
- yumruk
- yumruklar
- yumruklaşmaya
- yumruklu
- yumrunun
- yumurta
- yumurta
- yumurta
- yumurta kabuğu
- yumurta likörü
- yumurta sarısı
- yumurtadan
- yumurtalık
- yumurtalık
- yumurtalık
- yumurtlama
- yumurtlama
- yumurtlamak
- yumurtlamak
- yumurtlamış
- yumurtlayan
- yumurtlayan
- yumuşacık
- yumuşacık
- yumuşadı
- yumuşadı
- yumuşak
- yumuşak
- yumuşak
- yumuşak
- yumuşakça
- yumuşakça
- yumuşakçalar
- yumuşaklık
- yumuşaklık
- yumuşatıcı
- yumuşatma
- yumuşatmak
- yün
- yün
- yün
- yün iplik için
- yunan
- yunanca
- yunanistan
- yunanistan'ın
- yünden
- yünlü
- yunus
- yunx
- yupon
- yürek
- yürekler
- yürekli
- yüreksiz
- yürekteli
- yürekten
- yuri'nin
- yurt dışında
- yurt içinde
- yurtdışı
- yurtları
- yurttaş
- yurttaşlık bilgisi
- yürüdü
- yürüdü
- yürüdü
- yürüdü
- yürüdü
- yürümek
- yürümeye başlayan çocuk
- yürünebilir
- yürürlüğe
- yürürlüğe giren
- yürürlüğe girmesi
- yürürlüğe girmiştir
- yürürlükten
- yürütme
- yürütme
- yürütmek
- yürütmekle
- yürüttüm
- yürüttüm
- yürütücüsü
- yürütülebilir
- yürütülen
- yürütülen
- yürütülmesi
- yürüyen
- yürüyüş
- yürüyüş
- yürüyüş
- yürüyüş
- yürüyüşü
- yusyuvarlak
- yutak
- yutkundu
- Translate.com
- Dictionaries
- Turkish-English
- ynl - yutkundu